Yamaç Paraşütü :
Yamaç paraşütü: İngilizce - paragliding, Fransızca -Parapente, Almanca - gleitschirm olarak adlandırılır.
Yamaç Paraşütü Tarihi :
1940 Yıllarında, Wright kardeşler başarılı ilk uçuşlarının yanında birkaç parça perde kumaşından yaptıkları bir tür uçurtmayla başka bir havacılık olayına da öncülük etmişlerdir. Bu yıllarda havacılığın öncülerinden Otto Lilienthall gibi yamaçlardan koşarak havalanan ve aşağıya kadar süzülerek inen yeni bir hava aracının denemeleri yapılıyordu. Bu araç rahatlıkla sökülüp takılabilen çubuklardan ve üzerlerine gerilmiş kumaşlardan yapılmış bir delta kanattı.
1948 yılında Dr. Francis Rogallo portatif delta kanadı oluşturmayı başardı. Zamanla delta kanatlar emniyet ve performans açısından oldukça geliştiler ve yakın zamana kadar en ucuz ve en hafif hava aracı olma özelliklerini korudular. Ancak malzeme ve üretim teknolojileri geliştikçe delta kanatların performansları ile birlikte fiyatları da artmaya başladı.
Bugün tecrübeli bir pilot, 30-35 kg ağırlığındaki delta kanadına ek olarak yedek paraşüt, hava akımlarına göre şekillendirilmiş bağlantı elemanları, altimetre, varyometre, pusula ve hız saati gibi bazı cihazlara ve telsize ihtiyaç duyar. Elbette bütün bunları taşımak için bir araç ve uçmayı düşündüğünüz tepedeki kalkış noktasına kadar uzanan bir yol gereklidir.
Bu yüzden 1970′li yıların sonlarında bazı uçucular yapısı sabit ve ağır olmayan, daha esnek ve daha hafif bir hava aracı arayışına girdiler. Birkaç öncü paraşütlerle yamaçlardan uçuş denemelerine başladılar. Bunlar uçaktan atlayarak limit hızda (yaklaşık 198 km/s) düşerken açılmak üzere tasarlanmış serbest düşüş paraşütleriydi. Çok geçmeden limit hızdaki açılış şokunun doğurduğu aşırı yüksek gerilimlerin daha yavaş ve daha yumuşak olan yamaç kalkışlarında ortaya çıkmadığı fark edildi ve farklı malzemelerden daha büyük boyutlarda paraşütlerin işe yarayabileceği düşünüldü.
Üreticiler hava geçirgenliği olmayan kumaşlardan daha geniş yüzeyli paraşütler üretmeye başladılar. Bu kumaşlardan üretilmiş bir paraşüt eğer limit hızda düşen bir paraşütçü tarafından açılacak olursa büyük ihtimalle patlardı.
Çok geçmeden ucuzluğun ve basitliğin en son teknoloji ile birleştirildiği “yamaç paraşütçülüğü” adıyla bilinen yepyeni bir spor doğdu. 1980′li yıllarda yamaç paraşütçüleri düzenli olarak tepelerden havalanmaya başladılar. Rengarenk kanatlar bütün kıtaların tepelerinde görülmeye başladı, Japonya’daki Fuji Dağı ve Himalayalar‘daki Everest zirvesinden uçuşlar gerçekleştirildi.
Yamaç paraşütü üreticileri daha yavaş bir çöküş oranı ve daha iyi bir süzülme performansı için çalıştıkça yamaç paraşütleri serbest düşüş paraşütlerinden tamamen farklı bir şekil aldılar. Geniş yüzeyleri, uzun ve ince ipleri, dar hücre girişleri ve tıpkı bir uçak kanadını andıran kesitleriyle bir paraşütten çok uzun ve ince bir “kanat” şeklini aldılar. Süzülme açıları serbest düşüş paraşütlerinin çok altına indi, hatta uygun şartlarda süzülmek yerine yükselebilecek performansa ulaştılar. Yüzlerce kilometrelik mesafe rekorları kırıldı, saatlerce süren uçuşlar gerçekleştirildi; termik ve dalga kaldırıcıları kullanılarak binlerce feet irtifalara çıkıldı.
Bu spor son yıllarda o kadar hızlı yayıldı ki çoğu ülkede delta kanattan daha fazla meraklısı ortaya çıktı.
Basit ve zevkli olmasının yanı sıra havacılığın her dalında olduğu gibi yamaç paraşütçülüğünün de kesinlikle uyulması gereken bazı emniyet kuralları vardır. Havacılığın kural ihlallerini ve düşüncesiz, dikkatsiz, tedbirsiz hareketleri affetmediğini asla unutmamak gerekir. Emniyetli bir uçuş için uçuş ortamının iyi bir biçimde tanınması, paraşütün değişik şartlar altındaki davranışlarının bilinmesi, doğa şartlarının ve pilot limitlerinin asla zorlanmaması gerekir.
Türkiye’de Yamaç Paraşütü Sporu 1990 başlarında Fethiye Ölüdeniz bölgesinde ki Baba Dağı‘nın yabancı pilotlar tarafından keşfedilmesi ile tanındı ve ilk olarak üniversite kulüplerinde aktif olarak başladı. Bugün Ölüdeniz Babadağ, dünyanın en önemli uçuş bölgelerinden biri olarak kabul edilmekte ve her yıl yüzlerce yabancı pilotu ağırlamaktadır.
Türkiye’de bu sporla ilgilenen 2000 civarında pilot vardır ve bu sayı her sene katlanarak artmaktadır.
Günümüzde pilotların da tecrübesine bağlı olarak, yamaç paraşütü ile küçük tepelerden kalkılıp, yüzlerce metre yukarılara çıkılabilmekte ve saatlerce havada kalıp kilometrelerce uzaklara uçulabilmektedir.
Katlandığında bir sırt çantasına sığacak kadar küçülebilmesi ve ağırlığının da çok az olması bazı dağcıların ilgisini çekmiştir ve dağların zirvelerinden yamaç paraşütüyle uçarak inenler vardır.
Türkiye’de yamaç paraşütçülüğü hızla gelişmektedir. Ve ülkemiz uçuşa çok elverişli noktalara sahiptir. Hemen her şehrimiz civarında uçuşa uygun bölgeler bulunabilir. Burada özellikle, Türkiye’nin ve dünyanın en iyi uçuş noktası sayılabilecek Ölüdeniz e sahip olduğumuzu belirtmek lazım. Ayrıca Antalya-Kaş, Denizli, Isparta, Erzincan, Eskişehir, Erzurum, İzmir, Bolu, Akşehir uçuşa elverişli diğer şehirlerimizden bazılarıdır.
Yamaç paraşütünü diğer hava araçlarıyla kıyaslarsak öğrenmesi en kolay olanıdır. Belli sağlık koşulları içerisinde hemen herkes yapabilir. Bunun için ülkemizde başvurabileceğiniz birçok kulüp, dernek, kurs, şahıs, şirket, vs. vardır. Ülkemizde bu sporun eğitimini veren ve yapan yaklaşık 40 civarı üniversite kulübü vardır. Tabi üniversite kulüplerinin bir çoğunun kendi üniversite öğrencisi haricinde öğrenci kabul etmediği bilinmektedir. Yamaç paraşütünün pahalı bir spor olduğu bilinen bir gerçektir. Kullanılan malzemeler Türkiye de üretilmemektedir ve maliyeti oldukça fazladır. Bu yüzden üniversite kulüplerinde eğitim alan öğrencilerin maddi açıdan büyük avantajları vardır.
Bu sporu yaparken kullanacağımız alete yamaç paraşütü, parapente (Fransızca), paraglider (İngilizce) gibi isimler verilir. Yamaç paraşütünün bez kısmına kanopi, kanat veya kubbe adı verilir. Yamaç paraşütünde kullanılan malzemeler teknolojinin gelişmesiyle artık yüksek kaliteli ve güvenilir malzemeler haline gelmiştir. Yeni kanopiler dacron polyesterden dikilirler ve yırtılması çok zordur. Yırtılsa bile özel dikişi ile yırtığın büyümesi engellenmektedir. Oturulan kısmına ise harness denir ve uzun uçuşlarda kullanılan harnesslerde birde yedek paraşüt mevcuttur. Bahsettiğimiz pilot harnesslerde sırt ve yan korumalar bulunmaktadır. Eğitimlerde ise basic harness denilen harnessler tercih edilmektedir. Yüksek irtifa uçuşları mutlaka pilot harnessler ile yaptırılır.
Yamaç paraşütünde kullanılan iplerin bir tanesi 130 kg çekere sahip iplerdir ve yamaç paraşütünde onlarca ip vardır. Su geçirmez ve çok hafiftirler. İplerin bağlı olduğu vidaların çekeri ise 410 kg dır. Kolonların bağlandığı kolonların çekeri ise çok daha fazladır.
Diğer bir temel malzeme ise kask tır ve bunun yanında variometre, rüzgar ölçer, uçuş tulumu, uçuş botu ise kullanılan diğer malzemeler arasında yer alır.
Yamaç paraşütünde sağ ve sol olmak üzere iki fren bulunmaktadır ve bu sayede istediğimiz yere çok yumuşak iniş yapma imkanımız bulunmaktadır. Yani çoğu insanın düşündüğü gibi yamaç paraşütü rüzgar nereye eserse oraya değil, siz nereye isterseniz oraya gider.
Yamaç paraşütü eğitimi önce teorik eğitimle başlar. Teorik eğitimde; malzeme bilgisi, aerodinamik, uçuş tekniği, makro ve mikro meteoroloji anlatılan bazı konulardır.
Teorik eğitim sonrası öğrenciler yer eğitimine geçerler. Yer eğitiminin maksadı öğrencilere yerde paraşütle olan reflekslerinin gelişmesini sağlamak ve temel hareketleri öğrenmektir. Öğrencinin durumuna göre 1-3 gün arası sürer. Yer eğitimini bitiren öğrenci önce 30-40 metre yükseklikteki tepelerden 20-30 civarı başlangıç uçuşu gerçekleştirir. Bu uçuşlar çok kısa süreli olup öğrencinin tecrübesinin arttırılması ve hareketlerin(dönüşler,kalkış ve iniş vb.) öğretilmesi amaçlanır. Daha sonra gitgide yükselerek eğitim sürdürülür. Başlangıç eğitimi biten öğrenci artık yüksek irtifa eğitimine hazır hale gelir. Bu eğitim süreci öğrencinin becerisi ve hava koşullarına da bağlı olarak sürer. Başlangıç eğitimi tüm koşullar uygunsa ortalama 5-10 gün arası sürer. Yer eğitimi ve başlangıç eğitimi genelde biraz yorucu geçer. Fakat ayağınız yerden kesildiği ilk andan itibaren her şeyi unutur gökyüzünün ve uçmanın keyfini, özgürlüğün tadını çıkarırsınız.
Yamaç Paraşütünü Kimler Yapabilir :
Yamaç paraşütü yapabilmek için yaş sınırı minimum 16, maksimum 55’tir. Bu çok kesin bir sınır olmamakla birlikte 55 yaşın üzerindeki katılımcılar için eğitimin ilk günü gerçekleştirilen yer çalışmaları biraz yorucu geçebilir. Ufak tepelerden uçuşlarda sürekli tepeye çıkıp geri tırmanmak biraz efor sarfettirebilir ve yorucu olabilir. Kilo sınırı minimum 40 kg maksimum 130 kg’di.
Yamaç paraşütüne katılacaksanız, öncelikle sizden sağlık koşullarınızın uygun olduğuna dair form şeklinde bir beyan istenir. Bu beyanı verdikten sonra eğitim faaliyetlerine katılabilirsiniz. Epileosi, astım, kalp, bel ve omurga rahatsızlıkları olanlar yamaç paraşütüne katılamazlar. Bu tür rahatsızlıklarınız yoksa ve hafif bir koşuyu rahatlıkla yapabiliyorsanız, yamaç paraşütüne katılabilirsiniz demektir.
Yamaç Paraşütü Nasıl Yapılır :
Uçuş :
Yamaç Seçimi : İlk yapılacak iş iniş yerinin seçilmesidir. Düz bir alan olması şarttır. Çünkü belli bir koşu mesafesi gerekmektedir. Streamer veya windsock koşu pistinin yan tarafına dikilmelidir. Bunlar pilotun görüş açısı içinde olmalıdır. Yamaçta koşu yolunda engellerin olmaması ve uygun bir eğimin olması gerekir çok dik yamaçlar uçuş için uygun değildir. Pilot için uzun bir koşu alanı bulunmalıdır. Türbülanslardan kaçınmak için yamacın karşı tarafında bir tepe olmaması gerekir. Paraşütün serileceği temiz bir yer seçilmelidir.
Kalkış :
Kontroller : Rüzgar önden gelmelidir. Başlangıçta en fazla 30° yandan gelebilir. Tecrübeli pilotlar için 90° olabilir. Son kontroller yapılmalıdır. Kopuk olup olmadıkları, taşlara takılmadıkları kontrol edilir. Kontrol iplerinin en altta ve açık olduğuna bakılır. Kask takılır ve harnesse girilir. Harnessde önce bacak kolonları sonra göğüs kolonları takılır. Bacak kolonları fazla sıkılmaz oturmak için hafif boşluk bırakılır. Kanadın tam ortasında durulur. Genellikle kanatta orta bölümü belirten bir yazı veya işaret bulunur. Kollar yana açılır. Elin içinde kumanda iplerinin bulunduğu halka ve ön kolon olmalıdır. Diğer kolonlar omuzda olmalıdır. Bu pozisyonda koşmaya başlanır.
Dikkat edilmesi gereken, kolonların kollar ile değil göğüs gücüyle itilmesidir. Kanat tam tepeye geldiğinde ön kolonlar bırakılır, böylece elde sadece kumanda ipleri kalır. Kalkış için koşarken kanadın yana doğru eğilmesi halinde, eğik olan tarafa koşulur ve kanat düzeltilir. Ancak kanat düzeldikten sonra koşmaya devam edilir. Bu hususa çok dikkat edin. Koşma çok önemlidir. Havalanıldığı andan itibaren koşu durdurulmaz ve havadayken bile devam edilir. Kalkışta en fazla zorlanacağınız kısım koşma olayıdır. Havalandıktan sonra koşmayı bırakıp harnesse oturmak en sık yapılan hatalardan biridir. Bu hata yaralanmalar veya harnesse zarar gelmesine sebep olur.
Ancak tümüyle havalandıktan sonra harnesse oturulur ve paraşüt kumanda etmeye başlanır. Kanatlar kumanda iplerini çektiğiniz yöne doğru döner. Kalkışta ve inişte rüzgarı öne almak zorunda olmanıza rağmen havadayken rüzgarın yönü önemli değildir.
İniş :
Yere 25-30m kala rüzgar öne alınır ve komut ipleri kullanılmaz. Harness’tan çıkılır ve yere 1-2 m kala fren ipleri sonuna kadar çekilir. Bu harekete “Dinamik Stall” denir. Gerektiğinde ipler ele dolanıp daha fazla çekilmesi sağlanır. Ayak yere değdiği andan itibaren koşmaya başlanır. Koşarken fren iplerini çekmeye devam edin. Kanat arka tarafa yatınca koşma durdurulur ve kanat toplanmaya başlanır. İlk olarak fren ipleri karışmaması için kolondaki çıtçıtlı yerine takılır. “Stall” kelimesi İngilizcede “aniden durma” veya “bozulma” anlamına gelir. Yamaç paraşütünde kullanılan anlamı ise “irtifa kaybetme” ve “düzensiz uçuştur.”
Yamaç Paraşütü Tarihi :
1940 Yıllarında, Wright kardeşler başarılı ilk uçuşlarının yanında birkaç parça perde kumaşından yaptıkları bir tür uçurtmayla başka bir havacılık olayına da öncülük etmişlerdir. Bu yıllarda havacılığın öncülerinden Otto Lilienthall gibi yamaçlardan koşarak havalanan ve aşağıya kadar süzülerek inen yeni bir hava aracının denemeleri yapılıyordu. Bu araç rahatlıkla sökülüp takılabilen çubuklardan ve üzerlerine gerilmiş kumaşlardan yapılmış bir delta kanattı.
1948 yılında Dr. Francis Rogallo portatif delta kanadı oluşturmayı başardı. Zamanla delta kanatlar emniyet ve performans açısından oldukça geliştiler ve yakın zamana kadar en ucuz ve en hafif hava aracı olma özelliklerini korudular. Ancak malzeme ve üretim teknolojileri geliştikçe delta kanatların performansları ile birlikte fiyatları da artmaya başladı.
Bugün tecrübeli bir pilot, 30-35 kg ağırlığındaki delta kanadına ek olarak yedek paraşüt, hava akımlarına göre şekillendirilmiş bağlantı elemanları, altimetre, varyometre, pusula ve hız saati gibi bazı cihazlara ve telsize ihtiyaç duyar. Elbette bütün bunları taşımak için bir araç ve uçmayı düşündüğünüz tepedeki kalkış noktasına kadar uzanan bir yol gereklidir.
Bu yüzden 1970′li yıların sonlarında bazı uçucular yapısı sabit ve ağır olmayan, daha esnek ve daha hafif bir hava aracı arayışına girdiler. Birkaç öncü paraşütlerle yamaçlardan uçuş denemelerine başladılar. Bunlar uçaktan atlayarak limit hızda (yaklaşık 198 km/s) düşerken açılmak üzere tasarlanmış serbest düşüş paraşütleriydi. Çok geçmeden limit hızdaki açılış şokunun doğurduğu aşırı yüksek gerilimlerin daha yavaş ve daha yumuşak olan yamaç kalkışlarında ortaya çıkmadığı fark edildi ve farklı malzemelerden daha büyük boyutlarda paraşütlerin işe yarayabileceği düşünüldü.
Üreticiler hava geçirgenliği olmayan kumaşlardan daha geniş yüzeyli paraşütler üretmeye başladılar. Bu kumaşlardan üretilmiş bir paraşüt eğer limit hızda düşen bir paraşütçü tarafından açılacak olursa büyük ihtimalle patlardı.
Çok geçmeden ucuzluğun ve basitliğin en son teknoloji ile birleştirildiği “yamaç paraşütçülüğü” adıyla bilinen yepyeni bir spor doğdu. 1980′li yıllarda yamaç paraşütçüleri düzenli olarak tepelerden havalanmaya başladılar. Rengarenk kanatlar bütün kıtaların tepelerinde görülmeye başladı, Japonya’daki Fuji Dağı ve Himalayalar‘daki Everest zirvesinden uçuşlar gerçekleştirildi.
Yamaç paraşütü üreticileri daha yavaş bir çöküş oranı ve daha iyi bir süzülme performansı için çalıştıkça yamaç paraşütleri serbest düşüş paraşütlerinden tamamen farklı bir şekil aldılar. Geniş yüzeyleri, uzun ve ince ipleri, dar hücre girişleri ve tıpkı bir uçak kanadını andıran kesitleriyle bir paraşütten çok uzun ve ince bir “kanat” şeklini aldılar. Süzülme açıları serbest düşüş paraşütlerinin çok altına indi, hatta uygun şartlarda süzülmek yerine yükselebilecek performansa ulaştılar. Yüzlerce kilometrelik mesafe rekorları kırıldı, saatlerce süren uçuşlar gerçekleştirildi; termik ve dalga kaldırıcıları kullanılarak binlerce feet irtifalara çıkıldı.
Bu spor son yıllarda o kadar hızlı yayıldı ki çoğu ülkede delta kanattan daha fazla meraklısı ortaya çıktı.
Basit ve zevkli olmasının yanı sıra havacılığın her dalında olduğu gibi yamaç paraşütçülüğünün de kesinlikle uyulması gereken bazı emniyet kuralları vardır. Havacılığın kural ihlallerini ve düşüncesiz, dikkatsiz, tedbirsiz hareketleri affetmediğini asla unutmamak gerekir. Emniyetli bir uçuş için uçuş ortamının iyi bir biçimde tanınması, paraşütün değişik şartlar altındaki davranışlarının bilinmesi, doğa şartlarının ve pilot limitlerinin asla zorlanmaması gerekir.
Türkiye’de Yamaç Paraşütü Sporu 1990 başlarında Fethiye Ölüdeniz bölgesinde ki Baba Dağı‘nın yabancı pilotlar tarafından keşfedilmesi ile tanındı ve ilk olarak üniversite kulüplerinde aktif olarak başladı. Bugün Ölüdeniz Babadağ, dünyanın en önemli uçuş bölgelerinden biri olarak kabul edilmekte ve her yıl yüzlerce yabancı pilotu ağırlamaktadır.
Türkiye’de bu sporla ilgilenen 2000 civarında pilot vardır ve bu sayı her sene katlanarak artmaktadır.
Günümüzde pilotların da tecrübesine bağlı olarak, yamaç paraşütü ile küçük tepelerden kalkılıp, yüzlerce metre yukarılara çıkılabilmekte ve saatlerce havada kalıp kilometrelerce uzaklara uçulabilmektedir.
Katlandığında bir sırt çantasına sığacak kadar küçülebilmesi ve ağırlığının da çok az olması bazı dağcıların ilgisini çekmiştir ve dağların zirvelerinden yamaç paraşütüyle uçarak inenler vardır.
Türkiye’de yamaç paraşütçülüğü hızla gelişmektedir. Ve ülkemiz uçuşa çok elverişli noktalara sahiptir. Hemen her şehrimiz civarında uçuşa uygun bölgeler bulunabilir. Burada özellikle, Türkiye’nin ve dünyanın en iyi uçuş noktası sayılabilecek Ölüdeniz e sahip olduğumuzu belirtmek lazım. Ayrıca Antalya-Kaş, Denizli, Isparta, Erzincan, Eskişehir, Erzurum, İzmir, Bolu, Akşehir uçuşa elverişli diğer şehirlerimizden bazılarıdır.
Yamaç paraşütünü diğer hava araçlarıyla kıyaslarsak öğrenmesi en kolay olanıdır. Belli sağlık koşulları içerisinde hemen herkes yapabilir. Bunun için ülkemizde başvurabileceğiniz birçok kulüp, dernek, kurs, şahıs, şirket, vs. vardır. Ülkemizde bu sporun eğitimini veren ve yapan yaklaşık 40 civarı üniversite kulübü vardır. Tabi üniversite kulüplerinin bir çoğunun kendi üniversite öğrencisi haricinde öğrenci kabul etmediği bilinmektedir. Yamaç paraşütünün pahalı bir spor olduğu bilinen bir gerçektir. Kullanılan malzemeler Türkiye de üretilmemektedir ve maliyeti oldukça fazladır. Bu yüzden üniversite kulüplerinde eğitim alan öğrencilerin maddi açıdan büyük avantajları vardır.
Bu sporu yaparken kullanacağımız alete yamaç paraşütü, parapente (Fransızca), paraglider (İngilizce) gibi isimler verilir. Yamaç paraşütünün bez kısmına kanopi, kanat veya kubbe adı verilir. Yamaç paraşütünde kullanılan malzemeler teknolojinin gelişmesiyle artık yüksek kaliteli ve güvenilir malzemeler haline gelmiştir. Yeni kanopiler dacron polyesterden dikilirler ve yırtılması çok zordur. Yırtılsa bile özel dikişi ile yırtığın büyümesi engellenmektedir. Oturulan kısmına ise harness denir ve uzun uçuşlarda kullanılan harnesslerde birde yedek paraşüt mevcuttur. Bahsettiğimiz pilot harnesslerde sırt ve yan korumalar bulunmaktadır. Eğitimlerde ise basic harness denilen harnessler tercih edilmektedir. Yüksek irtifa uçuşları mutlaka pilot harnessler ile yaptırılır.
Yamaç paraşütünde kullanılan iplerin bir tanesi 130 kg çekere sahip iplerdir ve yamaç paraşütünde onlarca ip vardır. Su geçirmez ve çok hafiftirler. İplerin bağlı olduğu vidaların çekeri ise 410 kg dır. Kolonların bağlandığı kolonların çekeri ise çok daha fazladır.
Diğer bir temel malzeme ise kask tır ve bunun yanında variometre, rüzgar ölçer, uçuş tulumu, uçuş botu ise kullanılan diğer malzemeler arasında yer alır.
Yamaç paraşütünde sağ ve sol olmak üzere iki fren bulunmaktadır ve bu sayede istediğimiz yere çok yumuşak iniş yapma imkanımız bulunmaktadır. Yani çoğu insanın düşündüğü gibi yamaç paraşütü rüzgar nereye eserse oraya değil, siz nereye isterseniz oraya gider.
Yamaç paraşütü eğitimi önce teorik eğitimle başlar. Teorik eğitimde; malzeme bilgisi, aerodinamik, uçuş tekniği, makro ve mikro meteoroloji anlatılan bazı konulardır.
Teorik eğitim sonrası öğrenciler yer eğitimine geçerler. Yer eğitiminin maksadı öğrencilere yerde paraşütle olan reflekslerinin gelişmesini sağlamak ve temel hareketleri öğrenmektir. Öğrencinin durumuna göre 1-3 gün arası sürer. Yer eğitimini bitiren öğrenci önce 30-40 metre yükseklikteki tepelerden 20-30 civarı başlangıç uçuşu gerçekleştirir. Bu uçuşlar çok kısa süreli olup öğrencinin tecrübesinin arttırılması ve hareketlerin(dönüşler,kalkış ve iniş vb.) öğretilmesi amaçlanır. Daha sonra gitgide yükselerek eğitim sürdürülür. Başlangıç eğitimi biten öğrenci artık yüksek irtifa eğitimine hazır hale gelir. Bu eğitim süreci öğrencinin becerisi ve hava koşullarına da bağlı olarak sürer. Başlangıç eğitimi tüm koşullar uygunsa ortalama 5-10 gün arası sürer. Yer eğitimi ve başlangıç eğitimi genelde biraz yorucu geçer. Fakat ayağınız yerden kesildiği ilk andan itibaren her şeyi unutur gökyüzünün ve uçmanın keyfini, özgürlüğün tadını çıkarırsınız.
Yamaç Paraşütünü Kimler Yapabilir :
Yamaç paraşütü yapabilmek için yaş sınırı minimum 16, maksimum 55’tir. Bu çok kesin bir sınır olmamakla birlikte 55 yaşın üzerindeki katılımcılar için eğitimin ilk günü gerçekleştirilen yer çalışmaları biraz yorucu geçebilir. Ufak tepelerden uçuşlarda sürekli tepeye çıkıp geri tırmanmak biraz efor sarfettirebilir ve yorucu olabilir. Kilo sınırı minimum 40 kg maksimum 130 kg’di.
Yamaç paraşütüne katılacaksanız, öncelikle sizden sağlık koşullarınızın uygun olduğuna dair form şeklinde bir beyan istenir. Bu beyanı verdikten sonra eğitim faaliyetlerine katılabilirsiniz. Epileosi, astım, kalp, bel ve omurga rahatsızlıkları olanlar yamaç paraşütüne katılamazlar. Bu tür rahatsızlıklarınız yoksa ve hafif bir koşuyu rahatlıkla yapabiliyorsanız, yamaç paraşütüne katılabilirsiniz demektir.
Yamaç Paraşütü Nasıl Yapılır :
Uçuş :
Yamaç Seçimi : İlk yapılacak iş iniş yerinin seçilmesidir. Düz bir alan olması şarttır. Çünkü belli bir koşu mesafesi gerekmektedir. Streamer veya windsock koşu pistinin yan tarafına dikilmelidir. Bunlar pilotun görüş açısı içinde olmalıdır. Yamaçta koşu yolunda engellerin olmaması ve uygun bir eğimin olması gerekir çok dik yamaçlar uçuş için uygun değildir. Pilot için uzun bir koşu alanı bulunmalıdır. Türbülanslardan kaçınmak için yamacın karşı tarafında bir tepe olmaması gerekir. Paraşütün serileceği temiz bir yer seçilmelidir.
Kalkış :
Kontroller : Rüzgar önden gelmelidir. Başlangıçta en fazla 30° yandan gelebilir. Tecrübeli pilotlar için 90° olabilir. Son kontroller yapılmalıdır. Kopuk olup olmadıkları, taşlara takılmadıkları kontrol edilir. Kontrol iplerinin en altta ve açık olduğuna bakılır. Kask takılır ve harnesse girilir. Harnessde önce bacak kolonları sonra göğüs kolonları takılır. Bacak kolonları fazla sıkılmaz oturmak için hafif boşluk bırakılır. Kanadın tam ortasında durulur. Genellikle kanatta orta bölümü belirten bir yazı veya işaret bulunur. Kollar yana açılır. Elin içinde kumanda iplerinin bulunduğu halka ve ön kolon olmalıdır. Diğer kolonlar omuzda olmalıdır. Bu pozisyonda koşmaya başlanır.
Dikkat edilmesi gereken, kolonların kollar ile değil göğüs gücüyle itilmesidir. Kanat tam tepeye geldiğinde ön kolonlar bırakılır, böylece elde sadece kumanda ipleri kalır. Kalkış için koşarken kanadın yana doğru eğilmesi halinde, eğik olan tarafa koşulur ve kanat düzeltilir. Ancak kanat düzeldikten sonra koşmaya devam edilir. Bu hususa çok dikkat edin. Koşma çok önemlidir. Havalanıldığı andan itibaren koşu durdurulmaz ve havadayken bile devam edilir. Kalkışta en fazla zorlanacağınız kısım koşma olayıdır. Havalandıktan sonra koşmayı bırakıp harnesse oturmak en sık yapılan hatalardan biridir. Bu hata yaralanmalar veya harnesse zarar gelmesine sebep olur.
Ancak tümüyle havalandıktan sonra harnesse oturulur ve paraşüt kumanda etmeye başlanır. Kanatlar kumanda iplerini çektiğiniz yöne doğru döner. Kalkışta ve inişte rüzgarı öne almak zorunda olmanıza rağmen havadayken rüzgarın yönü önemli değildir.
İniş :
Yere 25-30m kala rüzgar öne alınır ve komut ipleri kullanılmaz. Harness’tan çıkılır ve yere 1-2 m kala fren ipleri sonuna kadar çekilir. Bu harekete “Dinamik Stall” denir. Gerektiğinde ipler ele dolanıp daha fazla çekilmesi sağlanır. Ayak yere değdiği andan itibaren koşmaya başlanır. Koşarken fren iplerini çekmeye devam edin. Kanat arka tarafa yatınca koşma durdurulur ve kanat toplanmaya başlanır. İlk olarak fren ipleri karışmaması için kolondaki çıtçıtlı yerine takılır. “Stall” kelimesi İngilizcede “aniden durma” veya “bozulma” anlamına gelir. Yamaç paraşütünde kullanılan anlamı ise “irtifa kaybetme” ve “düzensiz uçuştur.”
Konular
- Horizon Koşu Bandları
- Altis Koşu Bandları
- York Koşu Bandları
- Activa Koşu Bandları
- Reebok Koşu Bandları
- Tunturi Koşu Bandları
- Goodman Koşu Bandları
- Weslo Koşu Bandları
- Proform Koşu Bandları
- V-Fit Koşu Bandları
- NordicTrack Koşu Bandları
- Dynamic 4150 Koşu Bandı
- Dynamic 115 A Koşu Bandı
- Dynamic Star Koşu Bandı
- Dynamic Easy Run Koşu Bandı
- Dynamic 720 Koşu Bandı
- Dynamic Beta Koşu Bandı
- Dynamic Omega Koşu Bandı
- Dynamic 2812 Koşu Bandı
- Dynamic 200 Koşu Bandı
- Dynamic Tetra Koşu Bandı
- Dynamic 006 MC Masajlı Koşu Bandı
- Dynamic Goodman Era Masaj Motorlu Koşu Bandı
- Dynamic First-M Koşu Bandı
- Dynamic 720-m Koşu Bandı
- Dynamic 8300 Motorlu Koşu Bandı
- Dynamic Pole Koşu Bandı
- Dynamic 300 Masajlı Motorlu Koşu Bandı
- Koşu Bandı Kullanırken Yapılan Hatalar
- Olimpiyatları kaybettiren 3 neden