Olimpiyat Tarihi
Olimpiyat oyunları ilk olarak Milattan Önce 776 yılında yapıldı. (Bu tarihin MÖ1270 yıllarına dayandığı sanılıyor.) O zaman tek bir oyun vardı. O da 190 metre kısa mesafe koşusuydu. İlk hızlı ayak MÖ 776 olimpiyatlarının kahramanı Koroyibos’tu ve oyunlar yalnızca bir gün sürerdi. Eski olimpiyatlarda ikincilik ve üçüncülük gibi bir sıralama yoktu. Bu nedenle kazanmak her şey demekti. Ozaman şimdiki gibi altın madalya değil, yalnızca kutsal zeytin ağacının yapraklarından yapılan basit bir taç kazanırlardı.
Daha sonraları oyunlar 5 güne çıkarıldı ve dairesel bir çemberin içerisinde atların çekmekte olduğu arabaların yarışı oyunlara eklendi.
Atlı arabaların yarışı ve kısa mesafe koşuları bügünkü atletizm yarışlarıyla benzerlik taşır.
Bu yarışların içinde 5 ayrı oyunu barındıran pentation adındaki oyun bugünün modern heptation ve dekatlonun temelini oluşturur.
Oyunlar iyice popülerleşince, seyircileri cezbedecek ve daha büyük heyecan yaratacak şeylerin arayışına başlandı. Ve MÖ 648 yılında “pankratyum” adındaki ölümcül bir sporun olimpiyatlara eklenmesiyle bu gerçekleşti. Bu yarışma güreş, dikenli eldivenlerle yapılan boks, yumruk ve tekmeli Juda gibi şiddet içeren oyunların bir karışımıydı. Pankratyum sırasında atletlerin ölmesi de doğal ve sık karşılaşılan bir durum olmuştu. Roma İmparatoru Yunanistan’ı fethettikten sonra, oyunlara katılan yarışmacıların tek amacı para kazanmak olmuştu. Oyunların bir eziyete dönüşmesiyle birlikte imparator Teodosyus MÖ 394 yılında oyunlara son verdi.
Olimpiyatların tekrar başlaması için 290 yıl gibi çok uzun bir süre belenmesi gerekti. 1875 yılında bir grup Alman arkeolog eski oyunların yapıldığı harabeleri ortaya çıkarttılar. Bu buluş Baron dö Şöbertin’e modern olimpiyat oyunlarını tekrar düzenlenme fikrini hatırlattı.
Yeni olimpiyatlar, eski oyunlarla birlikte, zorlu maraton yarışı gibi pek çok yeni sporu da içine aldı. İlk modern olimpiyat oyunları 1896 yılında Atina’da yapıldı. Bu oyunlar, dünyaya barışı, dostluğu teşvik etmek ve amatör oyuncuları desteklemek amacıyla düzenlenmişti.
Oyunlara sadece 13 ülke katılmıştı ve tüm yarışmacılar erkekti. 4 yıl sonra, 1900 yılında yapılan olimpiyatlar ise tam bir fiyasko olmuştu. Organizasyonun çok kötü olmasının yanında bazı atletler olimpiyatların ne olduğnu bile bilmiyorlardı.
Başlangıçta, ilk 13 olimpiyat boyunca, oyunlar yalnızca koşudan oluşuyordu. Daha sonra, uzun mesafe koşusu, pentatlon, boks, atlı arabayla yarış, güreş ve zırhlı yürüyüş yarışmalara dahil edildi.
Daha sonraları oyunlar 5 güne çıkarıldı ve dairesel bir çemberin içerisinde atların çekmekte olduğu arabaların yarışı oyunlara eklendi.
Atlı arabaların yarışı ve kısa mesafe koşuları bügünkü atletizm yarışlarıyla benzerlik taşır.
Bu yarışların içinde 5 ayrı oyunu barındıran pentation adındaki oyun bugünün modern heptation ve dekatlonun temelini oluşturur.
Oyunlar iyice popülerleşince, seyircileri cezbedecek ve daha büyük heyecan yaratacak şeylerin arayışına başlandı. Ve MÖ 648 yılında “pankratyum” adındaki ölümcül bir sporun olimpiyatlara eklenmesiyle bu gerçekleşti. Bu yarışma güreş, dikenli eldivenlerle yapılan boks, yumruk ve tekmeli Juda gibi şiddet içeren oyunların bir karışımıydı. Pankratyum sırasında atletlerin ölmesi de doğal ve sık karşılaşılan bir durum olmuştu. Roma İmparatoru Yunanistan’ı fethettikten sonra, oyunlara katılan yarışmacıların tek amacı para kazanmak olmuştu. Oyunların bir eziyete dönüşmesiyle birlikte imparator Teodosyus MÖ 394 yılında oyunlara son verdi.
Olimpiyatların tekrar başlaması için 290 yıl gibi çok uzun bir süre belenmesi gerekti. 1875 yılında bir grup Alman arkeolog eski oyunların yapıldığı harabeleri ortaya çıkarttılar. Bu buluş Baron dö Şöbertin’e modern olimpiyat oyunlarını tekrar düzenlenme fikrini hatırlattı.
Yeni olimpiyatlar, eski oyunlarla birlikte, zorlu maraton yarışı gibi pek çok yeni sporu da içine aldı. İlk modern olimpiyat oyunları 1896 yılında Atina’da yapıldı. Bu oyunlar, dünyaya barışı, dostluğu teşvik etmek ve amatör oyuncuları desteklemek amacıyla düzenlenmişti.
Oyunlara sadece 13 ülke katılmıştı ve tüm yarışmacılar erkekti. 4 yıl sonra, 1900 yılında yapılan olimpiyatlar ise tam bir fiyasko olmuştu. Organizasyonun çok kötü olmasının yanında bazı atletler olimpiyatların ne olduğnu bile bilmiyorlardı.
Başlangıçta, ilk 13 olimpiyat boyunca, oyunlar yalnızca koşudan oluşuyordu. Daha sonra, uzun mesafe koşusu, pentatlon, boks, atlı arabayla yarış, güreş ve zırhlı yürüyüş yarışmalara dahil edildi.